Modal content
×

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

WEB SİTESİ GİZLİLİK VE ÇEREZ POLİTİKASI

T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından işletilen www.icisleri.gov.tr web sitesini ziyaret edenlerin kişisel verilerini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.

Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde, çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.

Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.

1.Kişisel Verilerin İşlenme Amacı

Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:

  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen ticari faaliyetlerin yürütülmesi için gerekli çalışmaların yapılması ve buna bağlı iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerden ilgili kişileri faydalandırmak için gerekli çalışmaların yapılması ve ilgili iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerin ilgili kişilerin beğeni, kullanım alışkanlıkları ve ihtiyaçlarına göre özelleştirilerek ilgili kişilere önerilmesi ve tanıtılması.
 
2.Kişisel Verilerin Aktarıldığı Taraflar ve Aktarım Amacı

Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.

3.Kişisel Verilerin Toplanma Yöntemi

Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.

4.Çerezleri Kullanım Amacı

Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;

İşlevsel: Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.

Teknik olarak web sitemizde kullanılan çerez türleri aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.

Oturum Çerezleri

(Session Cookies)

Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır. (ASP.NET_SessionId)

 

Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:

  • • İnternet sitesinin işlevselliğini ve performansını arttırmak yoluyla sizlere sunulan hizmetleri geliştirmek,
5.Çerez Tercihlerini Kontrol Etme

Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.allaboutcookies.org adresini ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.  

6.Veri Sahiplerinin Hakları

Kanunun “ilgili kişinin haklarını düzenleyen” 11. maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Başvuru Formunu’nu Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.

 

  • e-Devlet
  • İçişleri Bakanlığı
  • TR
    • Türkçe
    • English
Sahil Güvenlik Komutanlığı
Sahil Güvenlik Komutanlığı
  • SAHİL GÜVENLİK

    Sahil Güvenlik

    Komutanlığımızın teşkilat yapısı, tarihçesi, personel temin faaliyetleri ve hakkımızdaki diğer bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.

    • Komutanlığımız
      • Hakkımızda
      • Tarihçe
      • Komutanımız
      • Teşkilat Şeması
      • Görevler
      • Rütbeler
      • Şerit Rozetler
      • Üniformalar
      • Etik Komisyonu
      • Kurumsal Kimlik
    • Ana Ast Komutanlıklar
    • Unsurlarımız
      • Yüzer Unsurlar
      • Uçar Unsurlar
      • Mobil Radarlar
    • Yayınlar
    • Personel Temini
    • Uluslararası İlişkiler
      • B.S.C.F.
      • MCGFF
      • HACGAM
      • CGGS
    • Mevzuat
      • Kanunlar
      • Yönetmelikler
    • Şehitlerimiz
    • Atatürk Köşesi
    • Anıtkabir
  • FAALİYETLERİMİZ

    Faaliyetlerimiz

    Komutanlığımızın faaliyetlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    • Güncel Faaliyetler ve Arşiv
    • Tatbikatlar
    • İstatistikler
      • Arama Kurtarma ve Tıbbi Tahliye
      • Düzensiz Göç
      • Kaçakçılık
      • Denizlerde Güvenlik
      • Deniz Çevresinin Korunması
      • Yasa Dışı Su Ürünleri Avcılığı
  • GÜNDEM

    Gündem

    Güncel haberler ve duyurulara buradan ulaşabilirsiniz.

    • Haberler
    • Duyurular
    • İhaleler
    • Basın Açıklamaları
    • Basın Duyuruları
  • DENİZCİLİK

    Denizcilik

    Denizcilik ile ilgili temel bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.

    • Denizci Dili
    • Gemici Bağları
    • Can Yeleği Seçimi ve Kullanımı
      • Can Yeleği Tipleri
      • Can Yeleği Seçimi
    • Denizlerimizde Hava
  • İLETİŞİM

    İletişim

    Komutanlığımızın ve bağlılarımızın iletişim bilgilerine buradan ulaşabilirsiniz.

    • Sahil Güvenlik Komutanlığı
    • Sahil Güvenlik Ana Ast Komutanlıklar
    • Sahil Güvenlik Grup Komutanlıkları
    • Arama Kurtarma Merkezleri
    • Arabuluculuk
Ara
  • SAHİL GÜVENLİK
    • Komutanlığımız
      • Hakkımızda
      • Tarihçe
      • Komutanımız
      • Teşkilat Şeması
      • Görevler
      • Rütbeler
      • Şerit Rozetler
      • Üniformalar
      • Etik Komisyonu
      • Kurumsal Kimlik
    • Ana Ast Komutanlıklar
    • Unsurlarımız
      • Yüzer Unsurlar
      • Uçar Unsurlar
      • Mobil Radarlar
    • Yayınlar
    • Personel Temini
    • Uluslararası İlişkiler
      • B.S.C.F.
      • MCGFF
      • HACGAM
      • CGGS
    • Mevzuat
      • Kanunlar
      • Yönetmelikler
    • Şehitlerimiz
    • Atatürk Köşesi
    • Anıtkabir
  • FAALİYETLERİMİZ
    • Güncel Faaliyetler ve Arşiv
    • Tatbikatlar
    • İstatistikler
      • Arama Kurtarma ve Tıbbi Tahliye
      • Düzensiz Göç
      • Kaçakçılık
      • Denizlerde Güvenlik
      • Deniz Çevresinin Korunması
      • Yasa Dışı Su Ürünleri Avcılığı
  • GÜNDEM
    • Haberler
    • Duyurular
    • İhaleler
    • Basın Açıklamaları
    • Basın Duyuruları
  • DENİZCİLİK
    • Denizci Dili
    • Gemici Bağları
    • Can Yeleği Seçimi ve Kullanımı
      • Can Yeleği Tipleri
      • Can Yeleği Seçimi
    • Denizlerimizde Hava
  • İLETİŞİM
    • Sahil Güvenlik Komutanlığı
    • Sahil Güvenlik Ana Ast Komutanlıklar
    • Sahil Güvenlik Grup Komutanlıkları
    • Arama Kurtarma Merkezleri
    • Arabuluculuk
DENİZCİLİK
  • Denizci Dili
  • Gemici Bağları
  • Can Yeleği Seçimi ve Kullanımı
    • Can Yeleği Tipleri
    • Can Yeleği Seçimi
  • Denizlerimizde Hava

Denizci Dili

Denizcilik terimleri ve anlamlarına harf seçerek veya aramadan arayarak ulaşabilirsiniz.
 
  • Tümü
  • A
  • B
  • C
  • Ç
  • D
  • E
  • F
  • G
  • H
  • I
  • İ
  • K
  • L
  • M
  • N
  • O
  • Ö
  • P
  • R
  • S
  • Ş
  • T
  • U
  • V
  • Y
  • Z
ABAŞO:

Alt ve aşağı Abaşo Gabya yelkeni.

ABLİ:

Seren ve bumba cundalarından aşağı iki tarafa inen halatlar.

ABORDA:

Bir teknenin diğerine veya bir iskeleye yanaşması.

ABOSA:

Bosaya vur manasında kullanılan bir terim. Hisa edilmekte olan bir halatın veya vira edilmekte olan bir zincirin kısa bir müddet tutulması için bosaya vurulması.

ABRAMAK:

Kontrol altına almak, komutası altında tutmak, üstünden gelmek.

AÇIKTA EYLENMEK:

Bir teknenin sahilden veya iskeleden yada limandan açıkta beklemesi.

ADMİRALTİ DEMİRİ:

Çiposu kollarına dik ve hareketli eski sistem bir demir cinsi.

AGANTA:

Hisa veya laçka edilmekte olan halat veya vira veya ayboci edilmekte olan zincirin kısa bir müddet sonra tekrar bırakılmak üzere tutulması için verilen komuttur.

AĞIZ KUŞAĞI:

Armuz kaplamanın en üst sırası (bindirme kaplamanın da).

ALABANDA:

Bordanın iç kısmı veya dümenin 35° ye kadar basılması.

ALABURA:

Altüst olma, teknenin ters çevrilmesi.

ALAMA KÜREK:

Hep birlikte kürek çekerken çekmeyi durdurmak için verilen komut.

ALAMATRA:

Karadeniz'de imal edilen balıkçı teknesi.

ALARGA:

Açıkta demektir. Alargada bekle, alargada dur, İtalyanca largo: Alargaya çıkmak, açığa çıkmak.

ALAY SANCAĞI:

İşaret sancakları ile donatılmaya, alay sancaklarının çekilmesi denir.

ALBERABER:

Hep birlikte kürek çekmek için verilen komuta.

ALESTA:

Hazır olmak, hazır olarak apikoda beklemek, Alesta tramola Tramola etmeye hazır ol.

ALTABAŞO:

Bir yelkenin alt yakası, alt ve aşağı anlamında da kullanılır.

AMORA YAKASI:

Dört köşe bir yelkenin alt ve ön tarafındaki yakaKarula yakası.

ANA GÜVERTE:

Geminin veya teknenin üzerinde yürünen en üstteki güvertesi.

ANA OMURGA:

Gemilerin en üst kısmında, kasara güvertelerin altında bulunan ve geminin başından kıçına kadar uzanan güverte.

ANELE:

Hareketli demir halka

ANELE BAĞI:

Aneleye yapılan bir çeşit bağ

APAZLAMA:

Kemere istikametinden gelen rüzgar Yelken seyri

APİKO:

Demirin vira edilişinde deniz dibinden kurtulup dimdik durduğu vaziyet.

ARMA:

Sabit donanım Direkçarmıhları, istralyalar

ARMUZ:

Güverte ve borda kaplama tahtalarının arasındaki çizgi Armuztutmak, armuz kaplama

ARYA:

Yelkenin, sancağın veya çubukların aşağıya indirilmesi Arya sancak, arya kürek

AŞIRTMA PRAÇERA YELKEN:

Kavançalı seren yelkeni

AŞOZ:

Kaplama tahtaları için omurga ve bodoslamalar açılan oyuklar.

AVARA:

Gemi, bot veya tekninin yanaşık olduğu yerden ayrılması, Avara etmek.

AYBOCİ:

Zincirin ırgat çalıştırılarak aşağı alınması, indirilmesi.

AYI BACAĞI:

Yelkenlerin farklı kontralarda açılması, Pupa seyir.

AYNALIK:

Kıç bodoslama üzerine konan ve dümen iğneciğinin üzerine konduğu tahta levha Ayna kıçlı tekneler

AYNALIK TAHTASI:

Bir teknede kıç taraftaki havuzda otururken arkaya dayanmak için konulmuş olan tathta levha

BABA:

Halat volta etmek için ağaç veya metalden yapılmış silindirik biçimde güverte veya rıhtıma bağlanmış bir eleman.

BABAFİNGO:

Yelkenli bir teknede eğer direk üç kısımdan ibaret ise; en üstteki parça.

BADARNA ETMEK:

Bir halatın aşınmaması için üstünün halat veya koruyucu bir malzeme ile sarılması

BAKLA:

Zincirin bir halkası

BALON-USTURMAÇA:

Halattan, hasırdan veya sentetik malzemeden yapılmış, içi doldurulmuş veya şişirilmiş bir usturmaça çeşidi

BANDRA:

Milliyeti gösteren sancak

BARBARİŞKA:

Tututlmakta olan bir halatın kaymaması için yapılan bir bağ çeşidi

BASTİNA:

Palangalarda kullanılan bir nevi dilli makara, Karnıyarık bastika

BASTON:

Ana cıvadranın üzerinde ileriye doğru uzatılmış çubuk

BAŞ:

Bir teknenin ön ve ileri kısmı

BAŞ BODOSLAMA:

Omurganın baş tarafından teknenin başını meydana getirmek için yukarı istikamete doğru konulan ağaç parçası

BAŞ KASARA:

Genellikle gemilerdeki baş tarftaki yüksek kısım.

BAŞ OMUZLUK:

Kemere ile baş bodoslama arasındaki yuvarlak kısım

BAŞ PARİMA:

Bir botun baş üzerindeki analeye bağlanmış kısa halatı

BAŞLI:

Baştarafın kıça nazaran daha batık olması

BAŞTANKARA ETMEK:

Tekneyi bir sahile beya kumsala baş taraftan oturtmak veya yanaştırmak

BAŞÜSTÜ:

Bir botun baştarafında oturabilecek ve ayakta durulabilecek platform

BERMUDA ARMA:

Uzun bir direk üzerine yelken açmak için düşünülmüş arma tipi, Marconi arma Bu tip armada yelken sereni yok ancak bumbası vardır.

BİNDİRME KAPLAMA:

Armuz kaplamanın biribir üzerine konularak yapılma şekli, Bama tiriz

BİTA:

Gemi veya yelkenli gemilerde halatların veya yelkenlerin iskotalarını volta etmek üzere güverte üzerine konulmuş küçük babalar. Genel olarak kurt ağızlarının gerisinde bulunur. Bitaların üst kısımları halatların kayarak çıkmalarını önlemek maksadıyla alt taraflarına nazaran daha geniş olur.

BOCURUM:

Yelkenli teknelerde kıç bodoslama / kıç aynalık üzerinde bulunan direğe çekilen yelken

BORDA:

Su kesiminden yukarıda kalan kısım

BORDA FENERİ:

Sancakta yeşil, iskelede kırmızı olarak yakılan 112,5 açılı fener

BORDA İSKELESİ:

Bir tekneye girip çıkmak için inip kalkabilen ve içeriye alabura olabilen bir merdiven tipi Pasarella

BOSA:

Demir loçaya oturduktan veya zincire yeteri kadar kaloma verildikten sonra zincir veya demirin ağırlığını ırgat üzerinden kaldırmak için güverte üzerindeki mapalara kilitlenmiş uçları maça kilitli kısa zincir.

BOŞ ALAMAK:

Gevşek bir halatı germek için fazlasını çekmek

BOŞ VERMEK:

Halatı kaçırmak

BRANDA:

Eskiden yelken yapılan bir cins kumaş yada kumaştan yapılan ve gemicilerin hamak olarak kullandıkları yatak.

BUMBA:

Yan yelkenlerin alt yakalarını germek için kullanılan bir cins seren.Yük gemilerinde yük aktarmak için ucuna palanga takılan seren

BURGATA:

Halat ve zincir ebadını ölçmek için kullanılan bir ölçü

BÜKÜN:

Halatın veya bir yomanın sağa veya sola doğru kollarının bükülmesi

CAMADAN:

Camadan vurmak. Yelken alanının küçültülmesi.

CAMADAN BAĞI:

Bu küçültmeyi yapmada kullanılan bir bağ çeşidi.

CAMADAN KAMÇISI:

Yelkenleri camadana vurmak gerektiğinde, camadana vurulacak camadan astarı hizasında ve yelkenlerin gradin yakası üzerindeki morize patalarının serenin cundasına alınan ve yelkenin kaldırılması suretiyle bağlanan ucu çelikli halatlar.

CANKURTARAN SİMİDİ:

Denize düşenleri kurtarmak için çok hafif ve yüzer maddeden yapılmış, yuvarlak simit biçiminde ve bir salvoya bağlı aygıt.

CEVİZ:

Halatların ucuna tutabilmek için veya süs olarak yapılan bir cins düğüm şeklindeki işleme

CIVADRA:

Teknenin baş tarafında dışarıya doğru eğik olarak uzanan sabit seren, genellikle yelkenli teknelerde flokları açmak için kullanılır.

CUNDA:

Uç demektir. Direk cundası, seren cundası, bumba cundası. Cunda yakası: yelkenin seren yakalarına gelen uçlarına denir.

ÇALIM:

Geminin baş ile kıçı arasında inik meyil veya kıç tarafta su kesiminin altındaki dar kesim.

ÇAMÇAK:

Teknede biriken suyu toplamak için tahtadan yapılmış bir cins kepçe.

ÇARMIK:

Direklerin her iki bordasına bağlanabilmesi için gerilmiş tel halatlar.

ÇENE:

Omurga ile bodoslamamın birleştiği köşe.

ÇIMA:

Halat, elincesi veya yomaların uç kısmı.

ÇIMARİVA:

Personelin tekne boyunca yanyana selamlama için dizilmesi.

ÇİPO:

Özellikle admiralti demirinde bedenin üst kısmından anelesinin altında geçen kollara dik olarak bağlanmış hareketli veya sabit ağaç veya metal kollar.

ÇÖRDEK YAKASI:

Seren yakalarının geriye bakan kısımları, üç köşe yelkenlerdeki en üstteki pik yakası.

ÇUBUK:

Ana direklerin üzerine konulan ekleme direkler.

DABILBATIM:

Gemilerin karinası yırtıldığında teknenin su almaması için postaların iç tarafına ikinci bir kaplama konur ki, bu iki kaplama arasındaki double-bottom denir. Bu bölüm safra ve yakıt deposu olarak da kullanılır.

DENİZ DEMİRİ:

Denizde ve rüzgarda hareketsiz kalan teknenin dalgalara borda vermemesi için baştan veya kıçtan denize attıkları koni şeklindeki branda torba.

DESTE ETMEK:

Halatın veya zincirin iyice gerilmesi.

DİNGİ:

Tek çifte kürekle hareket eden 9 kadem boyundaki tekne. Dingi yerine patalya terimi kullanılır.

DİREK FİSTANI:

Suların içeriye girmemesi için direğin güverteden geçtiği ıskaçanın etrafına su geçirmez şekilde konulan tahta çember.

DİRİSA ETMEK:

Yön değiştirmek, rüzgarın dirisa etmesi, bumbayı dirisa etmek

DOBLİN:

Bir halatın iki çıması arasındaki sarkık kısım.

DOBLİN ALMAK:

Vermek, Tutmak Bir halatın iki çımasının gemide kalmak üzere bordadaki veya sahildeki bir babaya iki, üç kez sarılması.

DÖKÜNTÜ:

Deniz yüzeyine yakın kayalık kümeler

DÖŞEKLİ:

Altı düz olan tekne

DÜMEN:

Gemiyi istenilen yöne çevirmek için saç veya tahtadan yapılmış olup kıç tarafa monte edilen yelpaze şeklindeki bir parça

DÜMEN BAŞLIĞI:

Yeke evini kuşatmak - kuvvetlendirmek için dümen şaftının etrafına geçirilen maden başlık =dümen tası

DÜMEN BODOSLAMASI:

Kıç bodoslama

DÜMEN BOĞAZI:

Dümen yelpazesinden yukarıda kalan kısım

DÜMEN DOLABI:

Dümen yekesine bağlı mekanizmasını çevirebilmek için yapılmış olan aygıt.

DÜMEN DONANIMI:

Dümen yekesi ile dümen dolabı arasında kalan tel halat mekanizma, uskurlu şaft ve kolar ile bunların geçtikleri makaralı sistemin tümüne verilen isim

DÜMEN YELPAZESİ:

Dümenlerin, dümen boğazlarından aşağıda olan yassı kısımları.

DÜMEN ZAVİYESİ:

Dümen yelpaze sathının omurga ile yapmış olduğu açı

DÜMENCİ PUSULASI:

Dümen dolabının hemen önüne konulmuş olan mıknatisi pusula

EĞLENMEK:

Bir teknenin stop ederek veya çok ağır yol ile gideceği yere varması

EL DONANIMI:

Mekanik olan ırgat gibi aygıtların el ile çalışabilmesi için yapılmış olan donanım

EL DÜMENİ:

Kol gücü ile bir taraftan diğer tarafa basılan dümen

EL İNCESİ:

Bir tekneden diğerine veya sahile atılan ucunda kurşun bir ağırlığın ceviz ile kaplı olduğu ve sonuçta bir halatın bağlanarak gönderildiği, parekete savlosu gibi incecik bir halat

EL İSKANDİLİ:

Elektrikli iskandil olmayan teknelerde,derinlik ölçmek için çımasına 5 kg lık bir kurşun asılmış ve üzerine kulaç taksimatı yapılmış olan savlo

FAÇA:

Seren yelkenlerin bir taraftan prasya olduğu halde kapatılması

FAÇUNA ETMEK:

Halatların fazla sürtünmeye maruz olan kısımlarının yıpranmalarını önlemek için bu kısımlar üzerine gırcıla veya mürnel sararak halatı korumaya denir.

FALAKA:

Herhangi bir dikmeyi, sereni veya mataforayı istenilen durumda bulundurmak ve sağa sola dönmesine mani olmak için yapılan donanım.

FARŞ TAHTALARI:

Ağaç bir teknenin sintine üzerindeki aralıklı tahtaları

FIRDÖNDÜ:

Zincirin gamba almaması için aralara konan bir eksene bağlı olarak dönen iki yarım bakladan oluşan kilit

FİLİKA:

Savaş gemilerindeki kürekli veya yelkenli tekneler

FİRENGİ:

Güvertedeki suyun denize akıtılabilmesi için yalı kütükleri üzerinden bordaya açılan oluklu delikler.

FLADOR:

Çarmıhların gerilmesi için kullanılan sistem

FLAMA:

Üç köşeli sancak

FLASA:

Halatı meydana getiren incecik ipler

FLOK:

Baş taraf çekilen üç köşe yelken

FORA ETMEK:

Bir yere bağlanmış olan halatın oradan çıkartılması. (Sivil denizcilikte: MOLA)

FRİŞKA:

Bütün yelkenleri camadan vurmaksızın kullanılabilcek dercedeki sert rüzgar

FUNDO (FUNDA):

Demirlemek için verilen komut

GABYA:

Ana direk ile babafingo çubuğu arasındakı çubuk veya yelken

GAGA:

Demirin iki ucundaki tırnakların en uç kısmı

GAMBA ALAMAK:

Halatın veya zincirin kendi etrafında dönmesi veya burulması

GENOVA:

Flok yerine çekilen çok daha büyük flok

GERDEL:

Gemi ve teknelerde kullanılan tahta kova

GİZ:

Kıç direkteki kısa seren

GOMİNA:

Mil uzunluğun 1/10 = 185 metre

GÖNDER:

İnce düz ve uzunca olarak çekilmiş çubuklar. Sancak gönderi, filika kanca gönderi, cıvadra gönderi

GÖZ DEMİRİ:

Bir gemide kullanılan ana demirler

GRADİN YAKASI:

Bir yelkenin yan kenarları

GRANDİ DİREĞİ:

Birden fazla direkli gemilerdeki en yüksek direk

GULET:

Brig'ten küçük iki direkli hafif armalı pruvası kabasorta armalı, praçılaya benzer uskuna

GURCATA:

Ana direk üzerindeki çubuğun armasını yapmak ve üzerlerine çanaklık kurmak için mauna kollarının üstüne ve omurgaya aykırı konulan ağaç kütükler.

GÜVERTE:

Gemilerde ve teknelerde baştan kıça kadar döşenmiş tahta veya madeni platform döşeme

GÜVERTE HATTI:

Güvertenin bordadaki izdüşümü

GÜVERTE KAPLAMASI:

Güvertenin kaplanması için kullanılan malzeme

HALAT:

Bitkisel sentetik veya çelikten yapılmış ve bükümlenerek çeşitli kollarda biribirlerine sarılmış, bükülmeye ve çekmeye uygun urgan

HALAT BOSA:

Demir atıldıktan sonra demirin ağırlığını ırgat üzerinden almak için çımaları güvertedeki mapalar bağlı diğer uçlarında ceviz bulunan kısa halatlar.

HAMLA:

Kürek çekilirken küreğin bir periyot içindeki mesafesi Hamle

HAMLACI:

Kürekli teknelerde serdümene en yakın kürekçi

HAVUZLUK:

Yelkenli veya kürekli bir teknede kıç tarafta topluca oturulacak yer.

HIRÇA MAPASI:

Zincirin zincirlikteki çımasının omurgaya bağlandığı kilit

HİSA ETMEK:

Bir şeyi yukarı kaldırmak. Hisa sancak, hisa kürek

IRGAT:

Demir almada, halatları dolayıp gemiyi yanaştırmada veya karaya çekmede kullanılan, hidrolik, elektirikli, istimli veya insan kuvvetiyle çalıştırılan yatay veya dikey mekanizma Yatay ve manivela kuvvetiyle çalıştırılanlar = bocurgat

ISKAÇA:

Direk ve cıvadraların alt başların alt başlarındaki topukların yerine oturması için açılmış olan yuva

ISKANCA:

Değiştirmek nöbet, vardıya, kürek

ISKARMOZ:

Kürekli teknelerde küreğin bağlanması veya oturması için ay veya çelik şeklindeki lumbar ıskarmoz denilen aygıtlar

ISKOTA:

Yelkenlerin iskota yakalarını kullanmak, yelkeni rüzgar ile doldurmak için halat - palanga donanımı.

ISKOTA YAKASI:

Kabasorta yelkenlerde altyakalar; randa, pik veya floklarda alt geri köşe

İÇ OMURGA:

Postaları bir ahşap teknede omurgaya daha sıkı bağlamak için baştan kıça kadar uzanan ikinci bir omurga

İĞNECİK:

Dümenin kıç bodoslamaya bağlanabilmesi için, erkek ve dişi olarak konmuş olan menteşe

İSKANDİL:

Denizin derinliğini ölçmek

İSKANDİL KURŞUNU:

İskandil salvolarının bağlandığı ağır kurşun - ağırlık

İSKANDİL SAVLOSU:

İskandil kurşunlarının bağlandığı işaretli savlo (Savlo:Sancak çekmek için kullanılan1,5 burgatalık ince halat)

İSKARÇA:

Bir liman veya koy içindeki kalabalık tekne gurubu, karışık olarak demirlemiş olan tekneler topluluğu

İSKELE:

Teknenin sol yarısı veya gemiye girip çıkmak için kullanılan sürme veya inip kalkan merdiven

İSKELE TAVASI:

İskelelerin alt ve üstünde girip çıkmada ilk basılan platform

İSPAVLO:

Katrasız kendirden yapılmış iki kollu sicim kırnap

İSTİNGA:

Yelkenleri toplamak için kullanılan selviçe Hareketli donanım

İSTİNGA ETMEK:

Yelkenleri toplamak

İSTRALYA:

Direk ve çubukların cundalarında baş ve kıça doğru inen sabit arma, veya teknelerin postalarını baştan kıça kadar birbirlerine bağlayan kuşak

İŞKAMPAVYA:

Harp gemilerinde personel taşımakta kullanılan motorlu büyük filika

KABASORTA ARMA:

Serenleri direklere dik ve kemere istikametinde olan dört köşe yelkenli arma

KALASTRA:

Kuntra güvertelerin üzerine alınan filikaların oturtuldukları ağaç veya metal kürsü

KALOMA:

Demir üzerinde bulunan teknelerin denizde bulunan zincir mesafesi. Boşluk ve rahatlık, tolerans, ölçülü

KALOMA ETMEK:

Zincir gerektiğinde daha fazla salmak, Kaloma vermek

KANA RAKAMLARI:

Gemilerin çektikleri su derinliğini göstermek için baş ve kıç dikmeler hizasına sancak ve iskele taraflara desimetre veya feet cinsinden çizilmiş rakamlar. Romen ve italik

KANDİLİSA:

Yelkenleri yukarı kaldırmak için kullanılan halat.

KAPELE MUŞAMBA:

Pusula, dümen dolabı, kaporta, vinç gibi kısımların yağmur ve güneşten korunması için yelken brandasından yapılmış kılıfların geçirilmesi için verilen emir.

KAPLAMA:

Postaların üzerine boyuna kaplanan saç veya tahtalar.

KAPORTA:

Gemi veya tekne içindeki kapılara ve güverteden aşağı iniş ve çıkış merdivenlerinin üzerindeki kapalı yerlere denir.

KARANFİL:

Üzerine birşey bağlamak veya asmak için iki yer arasına girilen halat. Matafora cundaları arasına girilen ve üzerine can halatlarının bağlandığı halat.

KARAVELE KAPLAMA:

İçi kutrani dışı armuz kaplama olan bir kaplama şekli.

KARİNA:

Bir teknenin su altında kalan ıslak kısmı (dış kısmı).

KARULA YAKASI:

Bir yan yelkenin direğe yakın alt yakası (köşesi).

KASA:

Halatların çımalarına açılmayacak şekilde yuvarlak şekilde yapılan ve dikişle emniyete alınan yuvarlak büyük halkalar.

KASARA:

Teknelerin baş orta ve kıç kısımlarında güverteden daha yüksek olan güvertelere veya kısımlara denir.

KASTANYOLA:

Demir zinciri akarken durdurabilmek için ırgat etrafına konan demir veya çelik şerit çember (bir çeşit fren balatası).

KAVANCA:

Herhangi bir şeyi bir taraftan diğer tarafa geçirmek veya aşırmak ya da bir yerden diğer bir yere aktarmak.

KEMERE:

Güveretenin döşenebilmesi için posta uçlarını birleştiren enine (omurgaya dik) konan kısımlardır. (yarım olanına ÖKSÜZ KEMERE denir).

KERTE:

Bir dairenin 32'de biridir. (11 derece 15 dakika).

KERTERİZ:

Herhangi bir maddenin bir tekneden olan yönünü mıknatısı veya cayro puslaile tayin etmek veya ölçmek.

KERYE:

İki haltı birleştirmek için veya halatın çımasına geçici kasa yapmak için sadece madeni halatta kullanılan cıvatalı mengene

KIBLE:

Güney

KIÇ:

Teknenin geri tarafı

KIÇ BODOSLAMA:

Omurgadan kıç taraf kaldırılan dik kısım Ağaç veya maden

KIÇ GÖNDERİ:

Kıç tarafta sancak çekilmesi için dikilmiş olan gönder.

KİLİT:

12,5/15 kulaç zincir uzunluğu veya iki kilit zinciri birbirine bağlayan bir tarafı değirmi diğer tarafı harbili bir cins zincir baklası.

KİNİSTİN VALFI:

Gerektiğinde bir tekneye denizden su almak için su kesiminden aşağıya konmuş ve gerektiğinde uzaktan açılıp kapatılabilecek valf.

KOÇ BOYNUZU:

Baş ve kıç omuzluklar ile mataforaların üzerinde bulunan ve halat volta etmek için kullanılan boynuz şeklinde iki kulaklı madenler.

KOL:

Flasaların bir tarafa bükülmeisi sonucu halatta elde edilen elemanlar. Flasa gibi bütün halat boyundadırlar.

KOLTUK HALATI:

Gemilerin baş ve kıç tarafından shile verdikleri halatlar. Kısa olarak koltuk denir.

KONTRA MİZANA DİREĞİ:

Mizana direğinin gerisindeki direk

KONTRA OMURGA:

Ana omurganın aşınmaması için altına konan şerit halindeki parça.

KONTRA TAVLON GÜVERTE:

Eski harp gemilerine ait bir güverte katı

KONTRATA MİZANA DİREĞİ:

Kontra mizanadan sonraki kıç direk

KÖRKAPAK:

Lumbuzları içerden kapayan demir kapak

KUNTRA:

İskota yakasına bağlanan iki inceden birisi iskota olarak kullanıldığında diğeri kuntra olur. Kontra kontr kelimesinden gelme olup, karşı-zıt-yedek anlamında kullanılır.Kuntra omurga, bodoslama-grandi-güverte gibi Kuntra flok-kuntra mizana ve benzeri.

KURT AĞAZI:

İçinde halat geçmesi için güverte üzerinde baş ve kıç omuzluklarına monte edilen demir yastıklar.

KUTRANİ KAPLAMA:

Ahşap diagonal (çapraz) kaplama

KÜPEŞTE:

Güverte üstündeki borda kaplaması.

KÜREK LUMBARI:

Askeri filikalarda iskarmoz yerine küreklerin oturtuldukları oyuk yerler (küpeştede takazlık tahtasında).

LAÇKA:

Boşver, boşalt, boşalmış gevşemiş anlamında.

LALE HALATI:

Dümenlerin denizli havalarda düşüp kaybolmaması için dümen yelpazesinden geçip teknenin kıçına bağlanan bir ince savlo.

LARMO:

Flokların açıldığı istralya. ( Bazen flok larmosuda denilir).

LAVA ETMEK:

Boş al ve ger anlamında bir emir. (Boşunu al)

LAVRA DELİĞİ:

Bir teknenin içindeki suyu askıya alıp boşaltmak için açılmış delik. (Genellikle kıç tarafta havuzluğun altındaki kruzlu yerde).

LİF:

Nebati halatın yapıldığı malzemenin en ince parçası

LİGA CAMADAN:

Yelkeni küçült, camadana vur demektir.

LİMBO:

Bir şeyin bir taraftan diğer tarfa aktarılması. (Marmara etmek sadece sıvı içindir.)

LİVAR:

Balıkçı teknesinde balıkların taze kalması için alt tarafı denizle ilgili tahta havuz.

LOÇA:

Demir zincirinin akması için açılmış deliklere geçirilmiş madeni oluk.

LOKMA:

Zincirin baklalarının ortasına takviye için konmuş parça.

LUMBARA AĞIZI:

Gemilerin sancak ve iskele taraflarında bulunan borda iskelelerinin üst tavanlarının bulunduğu yer hizasındaki güverte kısmı. Gemilere giriş ve çıkış yerini belirten lumbar ağzı terimi kara birliklerince de benimsenmis ve birlik ve kurumların giriş ve çıkıs kapılarına da lumbar ağzı denilmiştir. Lumbar ağızlarından sancak tarafta olanı binbaşı ve daha yüksek rütbedeki subaylarla sancak subayları ve Amiraller tarafından iskele taraftaki lumbar ağzı ise Binbaşı rütbesine kadar olan subaylarla astsubaylar ve erler tarafindan kullanılır.

LUMBUZ:

Gemilerin iç kısımlarını aydınlatmak için bordalara ve güvertelere açılmış olan yuvarlak delikler. Lumbuz terimi bu deliklerin etrafına oturacak şekilde pirinçten yapılmış içeriye doğru açılması sağlanan cam kapağı ve iç taraftan cam kapağı kapatan ve madenden yapılmış kör kapakların tümünü ifade eder.

MANİKA:

Bir teknenin alt kısımlarına güverteden aşağıya doğru havalandırma için konulan geniş boru.

MAPA:

Sabit halka.

MARTİN DEMİRİ:

Çipo ve kolları aynı düzeyde ve kolları da beden etrafında dönebilen bir sistemdeki demirdir.

MASTALYA:

Tahta leğen.

MASTORİ POSTASI:

Bir teknedeki en geniş posta.

MATAFORA:

Teknelerde veya sahilde filika veya botların asılabilmesi için uçlarında palanga bulunan aygıt.

MATAFYON:

Yelken ve tentelerin delik açıldığında yırtılmaması için delik etrafının takviye edildiğialeminyum veya halat yassı halka.

MAYNA ETMEK:

Aşağı indirmek (ağır ağır).

MEME:

Demir kollarının demir bedenine birleştiği noktanın alt kısmı.

MEZESTRE:

Yarıya kadar indirmek.

MİL (Deniz Mili):

Denizdeki uzunluk ölçüsü. (6080 feet = 1852 mt)

MİZANA DİREĞİ:

3 direkli bir yelkenli gemide en kıçtaki direktir.

NETA:

Muntazam, düzgün, tertipli veya emniyetli anlamına gelir.

NEVCET:

Hamak sarılan incelere denir.

OMURGA:

Bir teknenin postalarının üzerine oturtulup bağlandığı ve baştan kıça kadar devam ettiği ağaç/madeni parçalardır. Genellikle küçük teknelerde yekpare olur.

OMUZLUK:

Teknenin baş ve kıç tarafındaki 45 derecelik açı civarındaki istikamet.

ORSA:

Yelkenleri elden geldiği kadar rüzgarın estiği tarafa yaklaştırarak seyretmek. (Orsasına seyir)

ORSA ALABANDA TRAMOLA:

Teknenin başını rüzgara alıp bir kuntradan diğer kuntraya geçmektir.

ORSA HALİNDE:

Bir teknenin mümkün olduğu kadar rüzgarın estiği cihete yakın seyredişi.

ORSA PUPA ÇEMBERİ:

Bumbanın cundasına yakın ve iki tarafında da mapa bulunan madeni çember.

ORSAALABANDA EĞLENMEK:

Rüzgarı bordaya alarak, yelkenleri birbirinin aksine alıp tekneyi yolundan alakoyup vakit geçirmektir.

ORSADA KAZANMAK:

Bir teknenin orsa seyrinde az düşme yapıp istediği tarafa gidişte kazanması.

ORSAYA KAÇMAK:

Bir yelkenli teknenin devamlı olarak baş tutamayıp rüzgar üstüne kaçmasıdır.

ÖKSÜZ KEMERE:

Ambar ağızları ve güverteler üzerine açılmış kaportalar dolayısı ile alabandadan alabandaya kadar uzamayan ve bir uçları ambar veya kaporta hizasında kesilen kemereler.

PALAMAR:

Gemilerin rıhtıma veya iskeleye bağlanmasında halattan daha kalın yomalara verilen isim.

PALANGA:

Bir halat ve en az iki makaradan oluşan kaldırma mekanizması

PALAVRA GÜVERTE:

Eskiden harp gemilerinde topların bulunduğu güverte

PATALYA:

Küçük gemilerin gemi ihtiyacını karşılayan 12 kadem boyunda ve iki çifte kürekli ağaçtan yapılmış ufak tekne. Patalya gibi ufak tekneler artık Fiberglass'tan yapılmaktadır.

PATRİSA:

Çubukların bağlanması için cundalarından aşağı ve geriye doğru inen ve tekneye bağlanan sabit arma

PİK:

Giz veya serenlerin üzerine açılmış üç köşe yelken.

PİK YAKASI:

Bir yan yelkeninin üst ve köşedeki yakasıdır.

PİYAN:

Bir halatın çımasının açılıp dağılmaması için çımasına ıspavlo veya gırcıla ile yapılan bir çeşit düğüm şekli.

PORSUN AMBARI:

Gemicilikle ilgili alet, malzeme ve diğer malzemelerin muhafaza edildiği ambar.

POSTA:

Üzerine kaplama tahtalarının veya saçların tespit edildiği ağaç veya maden eğriler kaburga

PRUVA:

Bir teknenin ön tarafından ileri istikameti.

PRUVA DİREĞİ:

Birden çok direkli teknede baş taraftaki ilk direk.

PUNTEL:

Güvertenin kuvvetlendirilmesi için alttan dikine konan destek veya güverte üzerindeki vardevelaları tutmak için güverteye dik olarak konulan demir çubuklar.

PUSULA:

Geminin üzerinde seyrettiği istikameti gösteren alet.

PUSULA KARTI:

Pusula ibrelerinin üzerine oturtulmuş derece veya kerte taksimatı bulunan daire şeklinde bir karttır.

PUSULA MİHVERİ EKSENİ:

Pusula kartının merkezinin oturduğu ucu sivri bir iğnedir.

PUSULA TASI:

Mıknatısı pusulalarda pirinç veya bakırdan yapılmış (manyetik etkisi olmaması için) yarım küre biçiminde içi boş bir tastır.

PUTA:

Yerine koymak, donatmak (puta kürek).

RADANSA:

Halatların çımalarında kasa yapmakta kullanılan madeni halka biçimindeki malzeme

RANDA YELKENİ:

Yelkenli bir teknede en geriye açılan yan yelkeni.

RODA:

Kullanılmamış, açılmamış nebati halat sargısı.

ROTA:

Seyir halince bulunan gemilerin izlediği hat.

RUBA ETMEK:

Yelkenle rüzgarı başa alarak tekneyi geriletmek

RÜŞVET GÜVERTE:

Yolcu gemilerinde filikaların üzerine oturtulduğu kalastraların bulunduğu güverte.

RÜZGAR ALTI:

Rüzgarın estiği yönün aksi.

RÜZGAR YAKASI:

Bir yelkende rüzgarın estiği taraftaki yaka.

RÜZGARÜSTÜ:

Rüzgarın estiği yön.

SAFRA:

Bir teknede denge sağlanması için sintinesine konan ağırlık.

SAĞANAK:

Rüzgarın eserken birdenbire şiddetli esmesi.

SALMA:

Bir teknenin rüzgara veya akıntıya bağlı olarak dönmesi

SALMA OMURGA:

Ufak yelkenli teknelerin rüzgar tesiri ile bayılmalarına mani olmak için omurga istikametinden denize indirilen saçtan yapılmış kuntra omurgalarıdır. Tekne içine su girmemesi için salma omurganın etrafı ayrı bir muhafaza tertibatı ile kapatılır.

SALPA:

Demirin deniz dibinden kurtulması, ağırlığını zincire binmesi.

SANCAK:

Bayrak veya teknenin sağ yarısı, sağ tarafı

SANCAK ALABANDA:

Dümenin sancak tarafa doğru en çok basılabilmesi için verilen emir.

SANCAK GÖNDERİ:

Kıç tarafa güverteden sancak çekmek için dikilmiş gönder.

SARAVELE:

Yelkenin sarılması için verilen komuta denir.

SAVLO:

Sancak çekmek için kullanılan1,5 burgatalık ince halat

SELVİÇE:

Yelkenli bir gemi armasındaki hareketli halatlar.

SEREN:

Direkler üzerinde yelken açmak için ve işaret çekmek için yatay olarak bağlanmış gönder.

SEREN YAKASI:

Dörtköşe yelkenlerin serene , yan yelkenlerin gize bağlanan yakalarıdır. Matafyon yakası da denilir.

SIĞ SU:

Denizin (genellikle sahil kısmına yakın) herhangi bir kısmında teknelerin seyretmelerine uygun olmayacak şekildeaz su bulunan pek derin olmayan yerlere denir.

SİLYON FENERİ:

Gece ve karanlıkta gemilerin seyir halindeyken pruva ve grandi direkleri cundalarında yaktıkları ufkun 20 kertelik bir sahasından berrak havada en az 5 milden görülebilen ve pruvadaki grandiye nazaran daha aşağıda olan fenerlerdir. (Beyaz renklidirler).

SİNTİNE:

Gemi makine ve kazanlarının bulunduğu kısmın zeminin altındai genellikle ambar güvertesinin altında kalan ve gemi içinden sızan sularla makine ve kazan dairelerinden akan yağ yakıtların toplandığı en alt kısım.

SİS İŞARETİ:

Siste seyir halindeki gemilerin birbirlerine durumlarını belirtmek üzere düdükle verdikleri işaret.

SİS KAMPANASI:

Demirde veya şamandrada yatan gemilerin siste mevkilerini belirtmek için çaldıkları kampana

SİYA:

Kürekle hareket eden deniz araçlarının yollarını kesmeleri için küreklerinin suya batırılması ve topaçlarının kıç tarafa doğru itilerek teknenin durması veya devamlı siya kürek çekerek geriye doğru gitmesi.

SOĞRA SOKRA:

Armuz kaplamada, kısa gelen kaplama tahtalarının uçlarının birleştiği yerdeki çizgi.

SU HATTI:

Teknenin gövdesinde ıslak yüzeyle kuru yüzeyi arasında meydana gelen çizgi.

SUGA ETMEK:

Vira edip sıkıştırmak. (Suga kastanyola, suga cıvata vb).

SÜBYE ARMALI:

Direklerinde seren yelkenleri olmayıp sadece yan yelkenleri bulunan tekneler.

SÜLYEN:

Yeni konan yada raspa edildikten sonra temizlenmiş olan çelik veya demir saçlar üzerine koruyucu bir astar olarak sürülen genellikle kırmızı renkteki boya.

SÜRME OMURGA:

Salma omurga da denilebilir. Ana omurga bedenine açılan bir yarıktan aşağı yukarı hareket ettirilebilen tahta veya madeni levha şeklindeki omurga olup yelkenliteknelerde yelkenle seyir anında devrilmemek veya rüzgar altına düşmemek için kullanılır.

ŞAPKA:

Direklerin üst uçlarına geçirilmiş yuvarlak tabla.

ŞEYTAN ÇARMIHI:

İki halat arasına ağaç basamaklarla yapılan bordadan sarkıtılan merdiven.

TALVEK HATTI:

Boğazlarda ortadan geçtiği varsayılan hat.

TARAK GEMİSİ:

Limanları ve geçitleri derinleştirmek için kepçeli olarak yapılmış özel gemi.

TAVA:

Borda iskelelerinin altında ve üstünde durulacak yer İskele tavası.

TAVLON GÜVERTE:

Çok güverteli gemilerin üsten itibaren aşağıya doğru beşinci güvertesi. Eski harp gemilerine ait bir güverte katı.

TAYFA:

Ticaret gemilerindeki gemiciler.

TENTE:

Güverteyi yağmur ve güneşten korumak için güverte üzeriene açılan branda veya başka bir malzememden yapılmış örtü.

TENTE OMURGASI:

Tentenin orta kısmına ve altına konulan ağaç.

TERSANE:

Gemi yapılan fabrika, tezgah veya sanayi merkezi.

TIRNAK:

Demirin kollarının ucundaki tırnak şeklindeki kısım

TİRENTİ:

Bir halatın çekilen çıması.

TOKA ETMEK:

Bir şeyi yerine kadar kaldırmak Sancak toka etmek, işaret toka.

TRAMOLA:

Yelkenle seyirde rüzgarın bir kontradan diğer kontraya önce pruvanın geçmesi ile yapılan dönüş.

UÇKURLUK:

Bir sancağın direk veya rüzgar üstü tarafındaki yakasındaki takviye edilmesi için geçirilen beyaz renkli şerit. Bu taraftaki yakaya uçkurluk yakası ve içinden geçirilen ve iki ucunda da kanca bulunan salvoya da uçkurluk salvosu denir.

USKUNA:

Pruva direği kabasorta armalı, grandi direği sübye armalı iki direkli yelkenli tekne

USTURMAÇA:

Bir birinin üzerine veya rıhtıma yanaşan teknelerin bordalarının göçmemesi veya boyalarının bozulmaması için araya koydukları ağaç, lastik, plastik veya halatlardan yapılmış olan, balon, silindir biçimindeki yastık.

VARAGELE:

İki nokta arasında gerilmiş olan kuvvetlice bir halat üzerinde hareket eden bir makaraya bağlı sepet veya iskemle donanımlı insan ve eşya taşımak için kullanılan donanım.

VARDAVELA:

Teknelerin küpeştelerinde ve borda iskelelerinde personelin korunması için dikilmiş bulunan sabit veya yatar kalkar puntellerin üzerine yatay olarak geçirilmiş demir veya ağaç tiriz.

VARDAVELA PUNTELİ:

Küpeştelere konmuş olan ağaç veya demir sabit veya yatıp kalkan punteller.

VARİL:

Mancana büyüklüğündeki madeni fıçı

VELEDİBARKA:

Fırtınalı havalarda pruva ana istrelyası üzerine açılan flok.

VELEİSTRALYE YELKENİ:

Pruva direğinden sonra gelen direk üzerine açılan yan yelkenin sereni

VELENA:

Direkler arasındaki istrelyalar üzerine açılan üçgen şeklindeki yelkenler.

VENTO:

Bumbaları ve mataforaları bir taraftan diğer tarafa dirisa edebilmek ve sabit tutabilmek için cundalarından alınan halatlar. Bu halatlar gerekirse palangalara da bağlanır.

VİNÇ:

Gemiye yük alıp vermede kullanılan, ambar ağızlarına yakın olarak konmuş hidrolik - elektirk veya istimle açılan makineler.

VİRA:

Vidayı, cıvatayı, ırgat veya vinci çevirmek sarma yönünde verilen komut.

VİYA:

Gemiyi veya tekneyi istenilen rotaya döndükten sonra, istenilen yöne seyredilmesi için verilen komut.

VOLTA:

Bir halatın babaya veya biteye bir kez dolaştırmak.

VOLTA ALMAK:

Halatın veya demir zincirinin biribirine dolaşması.

YAKA:

Yelkenlerin köşelerine ve yakalarına denir.

YAKAMOZ:

Su içinde ışık biriktirebilen tekhücrelilerin total yansıma halinde ışıldaması

YALPA:

Denizlerin bordalar istikametinden gelmesi sonucunda geminin kemereleri istikametinde hareket etmesi.

YALPA OMURGASI:

Gemilerin yalpalamasını önlemek maksadıyla sintine dönümüne yakın dış kaplamaya dikey olarak onulmuş, baş ve kıç istikametinde uzayan kanat şeklinde çıkıntılar.

YAN YELKENLER:

Yarım serenler ve gizler üzerine açılan yelkenler ile flok ve valenalar.

YARIMOTURAK:

Kürek çekerken ayak dayanılan ağaç puntal yatay

YASLAMAK:

Bir teknenin harket kabiliyetini kaybederek, akıntı veya rüzgar etkisi ile bir rıhtıma veya başka bir tekne üzerine düşmesi

YEKE:

Dümen başına takılıp dümenin istenilen tarafa basılması için kullanılan demir veya ağaçtan yapılmış kol.

YELPAZE:

Dümenin su içindeki en geniş kısmı.

YOMA:

Genellikle kalın halatlara denir.

YÜRYA:

Bir palanganın tirentisini veya bir halatın elle çekerken üzerine yatarka mola vermeksizin çekmek.

ZAHİRİ RÜZGAR:

Hakiki rüzgarın sıfır olduğu bir ortamda hareketin aksine bir rüzgar oluşur. Seyir halindeki bir geminin hareketiyle oluşan böyle rüzgara geminin rüzgarı denir. Geminin rüzgarı ile hakiki rüzgarın bileşimi ile oluşan ve gemide hissedilen rüzgara da (ZAHİRİ RÜZGAR) denir.

ZIRH GÜVERTE:

Savaş gemilerinde kazan, makine, cephanelik gibi önemli yerlerin üzerine döşenen zırhtan güvertelere denir.

ZİNCİR:

Baklaların birbirine eklenmesi suretiyle meydana gelen ve çeşitli maksatlar için kullanılan çekme gücü kuvvetli madeni halkalar dizisi.

ZİNCİR KALOMA:

Demir üzerinde bulunan gemilerin denizde bulunan zincir miktarına denir. Kaloma, demir mevki'ine göre verilir. Bu da genel olarak çok derin olan yerlerde derinliğin beş misl, pek derin olmayan yerlerde derinliğin üç misli olarak kabul edilmiştir. Bu ölçülerde verilen kalomaya Tam Kaloma, az olana Kısa Kaloma denilir.

ZİNCİRİSALYA ETMEK:

Demirleme zincirini ırgat üzerinden kurtarıp güverteye salya etmeye denir. Uzun zaman zincirlikte duran zincirlere ve zincirliğe bakım için bu usul yapılır.

ZİNCİRLİK:

Demir zincirinin bulunduğu sintineye yakın bölmedir.

ZOKA:

Uç tarafında sarımsak dilimi biçiminde kurşun bulunanan bir çeşit balık iğinesi olta.

Daha fazla göster

Baş Harf ile Filtreleme

ABAŞO

Alt ve aşağı Abaşo Gabya yelkeni.

ABLİ

Seren ve bumba cundalarından aşağı iki tarafa inen halatlar.

ABORDA

Bir teknenin diğerine veya bir iskeleye yanaşması.

ABOSA

Bosaya vur manasında kullanılan bir terim. Hisa edilmekte olan bir halatın veya vira edilmekte olan bir zincirin kısa bir müddet tutulması için bosaya vurulması.

ABRAMAK

Kontrol altına almak, komutası altında tutmak, üstünden gelmek.

AÇIKTA EYLENMEK

Bir teknenin sahilden veya iskeleden yada limandan açıkta beklemesi.

ADMİRALTİ DEMİRİ

Çiposu kollarına dik ve hareketli eski sistem bir demir cinsi.

AGANTA

Hisa veya laçka edilmekte olan halat veya vira veya ayboci edilmekte olan zincirin kısa bir müddet sonra tekrar bırakılmak üzere tutulması için verilen komuttur.

AĞIZ KUŞAĞI

Armuz kaplamanın en üst sırası (bindirme kaplamanın da).

ALABANDA

Bordanın iç kısmı veya dümenin 35° ye kadar basılması.

ALABURA

Altüst olma, teknenin ters çevrilmesi.

ALAMA KÜREK

Hep birlikte kürek çekerken çekmeyi durdurmak için verilen komut.

ALAMATRA

Karadeniz'de imal edilen balıkçı teknesi.

ALARGA

Açıkta demektir. Alargada bekle, alargada dur, İtalyanca largo: Alargaya çıkmak, açığa çıkmak.

ALAY SANCAĞI

İşaret sancakları ile donatılmaya, alay sancaklarının çekilmesi denir.

ALBERABER

Hep birlikte kürek çekmek için verilen komuta.

ALESTA

Hazır olmak, hazır olarak apikoda beklemek, Alesta tramola Tramola etmeye hazır ol.

ALTABAŞO

Bir yelkenin alt yakası, alt ve aşağı anlamında da kullanılır.

AMORA YAKASI

Dört köşe bir yelkenin alt ve ön tarafındaki yakaKarula yakası.

ANA GÜVERTE

Geminin veya teknenin üzerinde yürünen en üstteki güvertesi.

ANA OMURGA

Gemilerin en üst kısmında, kasara güvertelerin altında bulunan ve geminin başından kıçına kadar uzanan güverte.

ANELE

Hareketli demir halka

ANELE BAĞI

Aneleye yapılan bir çeşit bağ

APAZLAMA

Kemere istikametinden gelen rüzgar Yelken seyri

APİKO

Demirin vira edilişinde deniz dibinden kurtulup dimdik durduğu vaziyet.

ARMA

Sabit donanım Direkçarmıhları, istralyalar

ARMUZ

Güverte ve borda kaplama tahtalarının arasındaki çizgi Armuztutmak, armuz kaplama

ARYA

Yelkenin, sancağın veya çubukların aşağıya indirilmesi Arya sancak, arya kürek

AŞIRTMA PRAÇERA YELKEN

Kavançalı seren yelkeni

AŞOZ

Kaplama tahtaları için omurga ve bodoslamalar açılan oyuklar.

AVARA

Gemi, bot veya tekninin yanaşık olduğu yerden ayrılması, Avara etmek.

AYBOCİ

Zincirin ırgat çalıştırılarak aşağı alınması, indirilmesi.

AYI BACAĞI

Yelkenlerin farklı kontralarda açılması, Pupa seyir.

AYNALIK

Kıç bodoslama üzerine konan ve dümen iğneciğinin üzerine konduğu tahta levha Ayna kıçlı tekneler

AYNALIK TAHTASI

Bir teknede kıç taraftaki havuzda otururken arkaya dayanmak için konulmuş olan tathta levha

BABA

Halat volta etmek için ağaç veya metalden yapılmış silindirik biçimde güverte veya rıhtıma bağlanmış bir eleman.

BABAFİNGO

Yelkenli bir teknede eğer direk üç kısımdan ibaret ise; en üstteki parça.

BADARNA ETMEK

Bir halatın aşınmaması için üstünün halat veya koruyucu bir malzeme ile sarılması

BAKLA

Zincirin bir halkası

BALON-USTURMAÇA

Halattan, hasırdan veya sentetik malzemeden yapılmış, içi doldurulmuş veya şişirilmiş bir usturmaça çeşidi

BANDRA

Milliyeti gösteren sancak

BARBARİŞKA

Tututlmakta olan bir halatın kaymaması için yapılan bir bağ çeşidi

BASTİNA

Palangalarda kullanılan bir nevi dilli makara, Karnıyarık bastika

BASTON

Ana cıvadranın üzerinde ileriye doğru uzatılmış çubuk

BAŞ

Bir teknenin ön ve ileri kısmı

BAŞ BODOSLAMA

Omurganın baş tarafından teknenin başını meydana getirmek için yukarı istikamete doğru konulan ağaç parçası

BAŞ KASARA

Genellikle gemilerdeki baş tarftaki yüksek kısım.

BAŞ OMUZLUK

Kemere ile baş bodoslama arasındaki yuvarlak kısım

BAŞ PARİMA

Bir botun baş üzerindeki analeye bağlanmış kısa halatı

BAŞLI

Baştarafın kıça nazaran daha batık olması

BAŞTANKARA ETMEK

Tekneyi bir sahile beya kumsala baş taraftan oturtmak veya yanaştırmak

BAŞÜSTÜ

Bir botun baştarafında oturabilecek ve ayakta durulabilecek platform

BERMUDA ARMA

Uzun bir direk üzerine yelken açmak için düşünülmüş arma tipi, Marconi arma Bu tip armada yelken sereni yok ancak bumbası vardır.

BİNDİRME KAPLAMA

Armuz kaplamanın biribir üzerine konularak yapılma şekli, Bama tiriz

BİTA

Gemi veya yelkenli gemilerde halatların veya yelkenlerin iskotalarını volta etmek üzere güverte üzerine konulmuş küçük babalar. Genel olarak kurt ağızlarının gerisinde bulunur. Bitaların üst kısımları halatların kayarak çıkmalarını önlemek maksadıyla alt taraflarına nazaran daha geniş olur.

BOCURUM

Yelkenli teknelerde kıç bodoslama / kıç aynalık üzerinde bulunan direğe çekilen yelken

BORDA

Su kesiminden yukarıda kalan kısım

BORDA FENERİ

Sancakta yeşil, iskelede kırmızı olarak yakılan 112,5 açılı fener

BORDA İSKELESİ

Bir tekneye girip çıkmak için inip kalkabilen ve içeriye alabura olabilen bir merdiven tipi Pasarella

BOSA

Demir loçaya oturduktan veya zincire yeteri kadar kaloma verildikten sonra zincir veya demirin ağırlığını ırgat üzerinden kaldırmak için güverte üzerindeki mapalara kilitlenmiş uçları maça kilitli kısa zincir.

BOŞ ALAMAK

Gevşek bir halatı germek için fazlasını çekmek

BOŞ VERMEK

Halatı kaçırmak

BRANDA

Eskiden yelken yapılan bir cins kumaş yada kumaştan yapılan ve gemicilerin hamak olarak kullandıkları yatak.

BUMBA

Yan yelkenlerin alt yakalarını germek için kullanılan bir cins seren.Yük gemilerinde yük aktarmak için ucuna palanga takılan seren

BURGATA

Halat ve zincir ebadını ölçmek için kullanılan bir ölçü

BÜKÜN

Halatın veya bir yomanın sağa veya sola doğru kollarının bükülmesi

CAMADAN

Camadan vurmak. Yelken alanının küçültülmesi.

CAMADAN BAĞI

Bu küçültmeyi yapmada kullanılan bir bağ çeşidi.

CAMADAN KAMÇISI

Yelkenleri camadana vurmak gerektiğinde, camadana vurulacak camadan astarı hizasında ve yelkenlerin gradin yakası üzerindeki morize patalarının serenin cundasına alınan ve yelkenin kaldırılması suretiyle bağlanan ucu çelikli halatlar.

CANKURTARAN SİMİDİ

Denize düşenleri kurtarmak için çok hafif ve yüzer maddeden yapılmış, yuvarlak simit biçiminde ve bir salvoya bağlı aygıt.

CEVİZ

Halatların ucuna tutabilmek için veya süs olarak yapılan bir cins düğüm şeklindeki işleme

CIVADRA

Teknenin baş tarafında dışarıya doğru eğik olarak uzanan sabit seren, genellikle yelkenli teknelerde flokları açmak için kullanılır.

CUNDA

Uç demektir. Direk cundası, seren cundası, bumba cundası. Cunda yakası: yelkenin seren yakalarına gelen uçlarına denir.

ÇALIM

Geminin baş ile kıçı arasında inik meyil veya kıç tarafta su kesiminin altındaki dar kesim.

ÇAMÇAK

Teknede biriken suyu toplamak için tahtadan yapılmış bir cins kepçe.

ÇARMIK

Direklerin her iki bordasına bağlanabilmesi için gerilmiş tel halatlar.

ÇENE

Omurga ile bodoslamamın birleştiği köşe.

ÇIMA

Halat, elincesi veya yomaların uç kısmı.

ÇIMARİVA

Personelin tekne boyunca yanyana selamlama için dizilmesi.

ÇİPO

Özellikle admiralti demirinde bedenin üst kısmından anelesinin altında geçen kollara dik olarak bağlanmış hareketli veya sabit ağaç veya metal kollar.

ÇÖRDEK YAKASI

Seren yakalarının geriye bakan kısımları, üç köşe yelkenlerdeki en üstteki pik yakası.

ÇUBUK

Ana direklerin üzerine konulan ekleme direkler.

DABILBATIM

Gemilerin karinası yırtıldığında teknenin su almaması için postaların iç tarafına ikinci bir kaplama konur ki, bu iki kaplama arasındaki double-bottom denir. Bu bölüm safra ve yakıt deposu olarak da kullanılır.

DENİZ DEMİRİ

Denizde ve rüzgarda hareketsiz kalan teknenin dalgalara borda vermemesi için baştan veya kıçtan denize attıkları koni şeklindeki branda torba.

DESTE ETMEK

Halatın veya zincirin iyice gerilmesi.

DİNGİ

Tek çifte kürekle hareket eden 9 kadem boyundaki tekne. Dingi yerine patalya terimi kullanılır.

DİREK FİSTANI

Suların içeriye girmemesi için direğin güverteden geçtiği ıskaçanın etrafına su geçirmez şekilde konulan tahta çember.

DİRİSA ETMEK

Yön değiştirmek, rüzgarın dirisa etmesi, bumbayı dirisa etmek

DOBLİN

Bir halatın iki çıması arasındaki sarkık kısım.

DOBLİN ALMAK

Vermek, Tutmak Bir halatın iki çımasının gemide kalmak üzere bordadaki veya sahildeki bir babaya iki, üç kez sarılması.

DÖKÜNTÜ

Deniz yüzeyine yakın kayalık kümeler

DÖŞEKLİ

Altı düz olan tekne

DÜMEN

Gemiyi istenilen yöne çevirmek için saç veya tahtadan yapılmış olup kıç tarafa monte edilen yelpaze şeklindeki bir parça

DÜMEN BAŞLIĞI

Yeke evini kuşatmak - kuvvetlendirmek için dümen şaftının etrafına geçirilen maden başlık =dümen tası

DÜMEN BODOSLAMASI

Kıç bodoslama

DÜMEN BOĞAZI

Dümen yelpazesinden yukarıda kalan kısım

DÜMEN DOLABI

Dümen yekesine bağlı mekanizmasını çevirebilmek için yapılmış olan aygıt.

DÜMEN DONANIMI

Dümen yekesi ile dümen dolabı arasında kalan tel halat mekanizma, uskurlu şaft ve kolar ile bunların geçtikleri makaralı sistemin tümüne verilen isim

DÜMEN YELPAZESİ

Dümenlerin, dümen boğazlarından aşağıda olan yassı kısımları.

DÜMEN ZAVİYESİ

Dümen yelpaze sathının omurga ile yapmış olduğu açı

DÜMENCİ PUSULASI

Dümen dolabının hemen önüne konulmuş olan mıknatisi pusula

EĞLENMEK

Bir teknenin stop ederek veya çok ağır yol ile gideceği yere varması

EL DONANIMI

Mekanik olan ırgat gibi aygıtların el ile çalışabilmesi için yapılmış olan donanım

EL DÜMENİ

Kol gücü ile bir taraftan diğer tarafa basılan dümen

EL İNCESİ

Bir tekneden diğerine veya sahile atılan ucunda kurşun bir ağırlığın ceviz ile kaplı olduğu ve sonuçta bir halatın bağlanarak gönderildiği, parekete savlosu gibi incecik bir halat

EL İSKANDİLİ

Elektrikli iskandil olmayan teknelerde,derinlik ölçmek için çımasına 5 kg lık bir kurşun asılmış ve üzerine kulaç taksimatı yapılmış olan savlo

FAÇA

Seren yelkenlerin bir taraftan prasya olduğu halde kapatılması

FAÇUNA ETMEK

Halatların fazla sürtünmeye maruz olan kısımlarının yıpranmalarını önlemek için bu kısımlar üzerine gırcıla veya mürnel sararak halatı korumaya denir.

FALAKA

Herhangi bir dikmeyi, sereni veya mataforayı istenilen durumda bulundurmak ve sağa sola dönmesine mani olmak için yapılan donanım.

FARŞ TAHTALARI

Ağaç bir teknenin sintine üzerindeki aralıklı tahtaları

FIRDÖNDÜ

Zincirin gamba almaması için aralara konan bir eksene bağlı olarak dönen iki yarım bakladan oluşan kilit

FİLİKA

Savaş gemilerindeki kürekli veya yelkenli tekneler

FİRENGİ

Güvertedeki suyun denize akıtılabilmesi için yalı kütükleri üzerinden bordaya açılan oluklu delikler.

FLADOR

Çarmıhların gerilmesi için kullanılan sistem

FLAMA

Üç köşeli sancak

FLASA

Halatı meydana getiren incecik ipler

FLOK

Baş taraf çekilen üç köşe yelken

FORA ETMEK

Bir yere bağlanmış olan halatın oradan çıkartılması. (Sivil denizcilikte: MOLA)

FRİŞKA

Bütün yelkenleri camadan vurmaksızın kullanılabilcek dercedeki sert rüzgar

FUNDO (FUNDA)

Demirlemek için verilen komut

GABYA

Ana direk ile babafingo çubuğu arasındakı çubuk veya yelken

GAGA

Demirin iki ucundaki tırnakların en uç kısmı

GAMBA ALAMAK

Halatın veya zincirin kendi etrafında dönmesi veya burulması

GENOVA

Flok yerine çekilen çok daha büyük flok

GERDEL

Gemi ve teknelerde kullanılan tahta kova

GİZ

Kıç direkteki kısa seren

GOMİNA

Mil uzunluğun 1/10 = 185 metre

GÖNDER

İnce düz ve uzunca olarak çekilmiş çubuklar. Sancak gönderi, filika kanca gönderi, cıvadra gönderi

GÖZ DEMİRİ

Bir gemide kullanılan ana demirler

GRADİN YAKASI

Bir yelkenin yan kenarları

GRANDİ DİREĞİ

Birden fazla direkli gemilerdeki en yüksek direk

GULET

Brig'ten küçük iki direkli hafif armalı pruvası kabasorta armalı, praçılaya benzer uskuna

GURCATA

Ana direk üzerindeki çubuğun armasını yapmak ve üzerlerine çanaklık kurmak için mauna kollarının üstüne ve omurgaya aykırı konulan ağaç kütükler.

GÜVERTE

Gemilerde ve teknelerde baştan kıça kadar döşenmiş tahta veya madeni platform döşeme

GÜVERTE HATTI

Güvertenin bordadaki izdüşümü

GÜVERTE KAPLAMASI

Güvertenin kaplanması için kullanılan malzeme

HALAT

Bitkisel sentetik veya çelikten yapılmış ve bükümlenerek çeşitli kollarda biribirlerine sarılmış, bükülmeye ve çekmeye uygun urgan

HALAT BOSA

Demir atıldıktan sonra demirin ağırlığını ırgat üzerinden almak için çımaları güvertedeki mapalar bağlı diğer uçlarında ceviz bulunan kısa halatlar.

HAMLA

Kürek çekilirken küreğin bir periyot içindeki mesafesi Hamle

HAMLACI

Kürekli teknelerde serdümene en yakın kürekçi

HAVUZLUK

Yelkenli veya kürekli bir teknede kıç tarafta topluca oturulacak yer.

HIRÇA MAPASI

Zincirin zincirlikteki çımasının omurgaya bağlandığı kilit

HİSA ETMEK

Bir şeyi yukarı kaldırmak. Hisa sancak, hisa kürek

IRGAT

Demir almada, halatları dolayıp gemiyi yanaştırmada veya karaya çekmede kullanılan, hidrolik, elektirikli, istimli veya insan kuvvetiyle çalıştırılan yatay veya dikey mekanizma Yatay ve manivela kuvvetiyle çalıştırılanlar = bocurgat

ISKAÇA

Direk ve cıvadraların alt başların alt başlarındaki topukların yerine oturması için açılmış olan yuva

ISKANCA

Değiştirmek nöbet, vardıya, kürek

ISKARMOZ

Kürekli teknelerde küreğin bağlanması veya oturması için ay veya çelik şeklindeki lumbar ıskarmoz denilen aygıtlar

ISKOTA

Yelkenlerin iskota yakalarını kullanmak, yelkeni rüzgar ile doldurmak için halat - palanga donanımı.

ISKOTA YAKASI

Kabasorta yelkenlerde altyakalar; randa, pik veya floklarda alt geri köşe

İÇ OMURGA

Postaları bir ahşap teknede omurgaya daha sıkı bağlamak için baştan kıça kadar uzanan ikinci bir omurga

İĞNECİK

Dümenin kıç bodoslamaya bağlanabilmesi için, erkek ve dişi olarak konmuş olan menteşe

İSKANDİL

Denizin derinliğini ölçmek

İSKANDİL KURŞUNU

İskandil salvolarının bağlandığı ağır kurşun - ağırlık

İSKANDİL SAVLOSU

İskandil kurşunlarının bağlandığı işaretli savlo (Savlo:Sancak çekmek için kullanılan1,5 burgatalık ince halat)

İSKARÇA

Bir liman veya koy içindeki kalabalık tekne gurubu, karışık olarak demirlemiş olan tekneler topluluğu

İSKELE

Teknenin sol yarısı veya gemiye girip çıkmak için kullanılan sürme veya inip kalkan merdiven

İSKELE TAVASI

İskelelerin alt ve üstünde girip çıkmada ilk basılan platform

İSPAVLO

Katrasız kendirden yapılmış iki kollu sicim kırnap

İSTİNGA

Yelkenleri toplamak için kullanılan selviçe Hareketli donanım

İSTİNGA ETMEK

Yelkenleri toplamak

İSTRALYA

Direk ve çubukların cundalarında baş ve kıça doğru inen sabit arma, veya teknelerin postalarını baştan kıça kadar birbirlerine bağlayan kuşak

İŞKAMPAVYA

Harp gemilerinde personel taşımakta kullanılan motorlu büyük filika

KABASORTA ARMA

Serenleri direklere dik ve kemere istikametinde olan dört köşe yelkenli arma

KALASTRA

Kuntra güvertelerin üzerine alınan filikaların oturtuldukları ağaç veya metal kürsü

KALOMA

Demir üzerinde bulunan teknelerin denizde bulunan zincir mesafesi. Boşluk ve rahatlık, tolerans, ölçülü

KALOMA ETMEK

Zincir gerektiğinde daha fazla salmak, Kaloma vermek

KANA RAKAMLARI

Gemilerin çektikleri su derinliğini göstermek için baş ve kıç dikmeler hizasına sancak ve iskele taraflara desimetre veya feet cinsinden çizilmiş rakamlar. Romen ve italik

KANDİLİSA

Yelkenleri yukarı kaldırmak için kullanılan halat.

KAPELE MUŞAMBA

Pusula, dümen dolabı, kaporta, vinç gibi kısımların yağmur ve güneşten korunması için yelken brandasından yapılmış kılıfların geçirilmesi için verilen emir.

KAPLAMA

Postaların üzerine boyuna kaplanan saç veya tahtalar.

KAPORTA

Gemi veya tekne içindeki kapılara ve güverteden aşağı iniş ve çıkış merdivenlerinin üzerindeki kapalı yerlere denir.

KARANFİL

Üzerine birşey bağlamak veya asmak için iki yer arasına girilen halat. Matafora cundaları arasına girilen ve üzerine can halatlarının bağlandığı halat.

KARAVELE KAPLAMA

İçi kutrani dışı armuz kaplama olan bir kaplama şekli.

KARİNA

Bir teknenin su altında kalan ıslak kısmı (dış kısmı).

KARULA YAKASI

Bir yan yelkenin direğe yakın alt yakası (köşesi).

KASA

Halatların çımalarına açılmayacak şekilde yuvarlak şekilde yapılan ve dikişle emniyete alınan yuvarlak büyük halkalar.

KASARA

Teknelerin baş orta ve kıç kısımlarında güverteden daha yüksek olan güvertelere veya kısımlara denir.

KASTANYOLA

Demir zinciri akarken durdurabilmek için ırgat etrafına konan demir veya çelik şerit çember (bir çeşit fren balatası).

KAVANCA

Herhangi bir şeyi bir taraftan diğer tarafa geçirmek veya aşırmak ya da bir yerden diğer bir yere aktarmak.

KEMERE

Güveretenin döşenebilmesi için posta uçlarını birleştiren enine (omurgaya dik) konan kısımlardır. (yarım olanına ÖKSÜZ KEMERE denir).

KERTE

Bir dairenin 32'de biridir. (11 derece 15 dakika).

KERTERİZ

Herhangi bir maddenin bir tekneden olan yönünü mıknatısı veya cayro puslaile tayin etmek veya ölçmek.

KERYE

İki haltı birleştirmek için veya halatın çımasına geçici kasa yapmak için sadece madeni halatta kullanılan cıvatalı mengene

KIBLE

Güney

KIÇ

Teknenin geri tarafı

KIÇ BODOSLAMA

Omurgadan kıç taraf kaldırılan dik kısım Ağaç veya maden

KIÇ GÖNDERİ

Kıç tarafta sancak çekilmesi için dikilmiş olan gönder.

KİLİT

12,5/15 kulaç zincir uzunluğu veya iki kilit zinciri birbirine bağlayan bir tarafı değirmi diğer tarafı harbili bir cins zincir baklası.

KİNİSTİN VALFI

Gerektiğinde bir tekneye denizden su almak için su kesiminden aşağıya konmuş ve gerektiğinde uzaktan açılıp kapatılabilecek valf.

KOÇ BOYNUZU

Baş ve kıç omuzluklar ile mataforaların üzerinde bulunan ve halat volta etmek için kullanılan boynuz şeklinde iki kulaklı madenler.

KOL

Flasaların bir tarafa bükülmeisi sonucu halatta elde edilen elemanlar. Flasa gibi bütün halat boyundadırlar.

KOLTUK HALATI

Gemilerin baş ve kıç tarafından shile verdikleri halatlar. Kısa olarak koltuk denir.

KONTRA MİZANA DİREĞİ

Mizana direğinin gerisindeki direk

KONTRA OMURGA

Ana omurganın aşınmaması için altına konan şerit halindeki parça.

KONTRA TAVLON GÜVERTE

Eski harp gemilerine ait bir güverte katı

KONTRATA MİZANA DİREĞİ

Kontra mizanadan sonraki kıç direk

KÖRKAPAK

Lumbuzları içerden kapayan demir kapak

KUNTRA

İskota yakasına bağlanan iki inceden birisi iskota olarak kullanıldığında diğeri kuntra olur. Kontra kontr kelimesinden gelme olup, karşı-zıt-yedek anlamında kullanılır.Kuntra omurga, bodoslama-grandi-güverte gibi Kuntra flok-kuntra mizana ve benzeri.

KURT AĞAZI

İçinde halat geçmesi için güverte üzerinde baş ve kıç omuzluklarına monte edilen demir yastıklar.

KUTRANİ KAPLAMA

Ahşap diagonal (çapraz) kaplama

KÜPEŞTE

Güverte üstündeki borda kaplaması.

KÜREK LUMBARI

Askeri filikalarda iskarmoz yerine küreklerin oturtuldukları oyuk yerler (küpeştede takazlık tahtasında).

LAÇKA

Boşver, boşalt, boşalmış gevşemiş anlamında.

LALE HALATI

Dümenlerin denizli havalarda düşüp kaybolmaması için dümen yelpazesinden geçip teknenin kıçına bağlanan bir ince savlo.

LARMO

Flokların açıldığı istralya. ( Bazen flok larmosuda denilir).

LAVA ETMEK

Boş al ve ger anlamında bir emir. (Boşunu al)

LAVRA DELİĞİ

Bir teknenin içindeki suyu askıya alıp boşaltmak için açılmış delik. (Genellikle kıç tarafta havuzluğun altındaki kruzlu yerde).

LİF

Nebati halatın yapıldığı malzemenin en ince parçası

LİGA CAMADAN

Yelkeni küçült, camadana vur demektir.

LİMBO

Bir şeyin bir taraftan diğer tarfa aktarılması. (Marmara etmek sadece sıvı içindir.)

LİVAR

Balıkçı teknesinde balıkların taze kalması için alt tarafı denizle ilgili tahta havuz.

LOÇA

Demir zincirinin akması için açılmış deliklere geçirilmiş madeni oluk.

LOKMA

Zincirin baklalarının ortasına takviye için konmuş parça.

LUMBARA AĞIZI

Gemilerin sancak ve iskele taraflarında bulunan borda iskelelerinin üst tavanlarının bulunduğu yer hizasındaki güverte kısmı. Gemilere giriş ve çıkış yerini belirten lumbar ağzı terimi kara birliklerince de benimsenmis ve birlik ve kurumların giriş ve çıkıs kapılarına da lumbar ağzı denilmiştir. Lumbar ağızlarından sancak tarafta olanı binbaşı ve daha yüksek rütbedeki subaylarla sancak subayları ve Amiraller tarafından iskele taraftaki lumbar ağzı ise Binbaşı rütbesine kadar olan subaylarla astsubaylar ve erler tarafindan kullanılır.

LUMBUZ

Gemilerin iç kısımlarını aydınlatmak için bordalara ve güvertelere açılmış olan yuvarlak delikler. Lumbuz terimi bu deliklerin etrafına oturacak şekilde pirinçten yapılmış içeriye doğru açılması sağlanan cam kapağı ve iç taraftan cam kapağı kapatan ve madenden yapılmış kör kapakların tümünü ifade eder.

MANİKA

Bir teknenin alt kısımlarına güverteden aşağıya doğru havalandırma için konulan geniş boru.

MAPA

Sabit halka.

MARTİN DEMİRİ

Çipo ve kolları aynı düzeyde ve kolları da beden etrafında dönebilen bir sistemdeki demirdir.

MASTALYA

Tahta leğen.

MASTORİ POSTASI

Bir teknedeki en geniş posta.

MATAFORA

Teknelerde veya sahilde filika veya botların asılabilmesi için uçlarında palanga bulunan aygıt.

MATAFYON

Yelken ve tentelerin delik açıldığında yırtılmaması için delik etrafının takviye edildiğialeminyum veya halat yassı halka.

MAYNA ETMEK

Aşağı indirmek (ağır ağır).

MEME

Demir kollarının demir bedenine birleştiği noktanın alt kısmı.

MEZESTRE

Yarıya kadar indirmek.

MİL (Deniz Mili)

Denizdeki uzunluk ölçüsü. (6080 feet = 1852 mt)

MİZANA DİREĞİ

3 direkli bir yelkenli gemide en kıçtaki direktir.

NETA

Muntazam, düzgün, tertipli veya emniyetli anlamına gelir.

NEVCET

Hamak sarılan incelere denir.

OMURGA

Bir teknenin postalarının üzerine oturtulup bağlandığı ve baştan kıça kadar devam ettiği ağaç/madeni parçalardır. Genellikle küçük teknelerde yekpare olur.

OMUZLUK

Teknenin baş ve kıç tarafındaki 45 derecelik açı civarındaki istikamet.

ORSA

Yelkenleri elden geldiği kadar rüzgarın estiği tarafa yaklaştırarak seyretmek. (Orsasına seyir)

ORSA ALABANDA TRAMOLA

Teknenin başını rüzgara alıp bir kuntradan diğer kuntraya geçmektir.

ORSA HALİNDE

Bir teknenin mümkün olduğu kadar rüzgarın estiği cihete yakın seyredişi.

ORSA PUPA ÇEMBERİ

Bumbanın cundasına yakın ve iki tarafında da mapa bulunan madeni çember.

ORSAALABANDA EĞLENMEK

Rüzgarı bordaya alarak, yelkenleri birbirinin aksine alıp tekneyi yolundan alakoyup vakit geçirmektir.

ORSADA KAZANMAK

Bir teknenin orsa seyrinde az düşme yapıp istediği tarafa gidişte kazanması.

ORSAYA KAÇMAK

Bir yelkenli teknenin devamlı olarak baş tutamayıp rüzgar üstüne kaçmasıdır.

ÖKSÜZ KEMERE

Ambar ağızları ve güverteler üzerine açılmış kaportalar dolayısı ile alabandadan alabandaya kadar uzamayan ve bir uçları ambar veya kaporta hizasında kesilen kemereler.

PALAMAR

Gemilerin rıhtıma veya iskeleye bağlanmasında halattan daha kalın yomalara verilen isim.

PALANGA

Bir halat ve en az iki makaradan oluşan kaldırma mekanizması

PALAVRA GÜVERTE

Eskiden harp gemilerinde topların bulunduğu güverte

PATALYA

Küçük gemilerin gemi ihtiyacını karşılayan 12 kadem boyunda ve iki çifte kürekli ağaçtan yapılmış ufak tekne. Patalya gibi ufak tekneler artık Fiberglass'tan yapılmaktadır.

PATRİSA

Çubukların bağlanması için cundalarından aşağı ve geriye doğru inen ve tekneye bağlanan sabit arma

PİK

Giz veya serenlerin üzerine açılmış üç köşe yelken.

PİK YAKASI

Bir yan yelkeninin üst ve köşedeki yakasıdır.

PİYAN

Bir halatın çımasının açılıp dağılmaması için çımasına ıspavlo veya gırcıla ile yapılan bir çeşit düğüm şekli.

PORSUN AMBARI

Gemicilikle ilgili alet, malzeme ve diğer malzemelerin muhafaza edildiği ambar.

POSTA

Üzerine kaplama tahtalarının veya saçların tespit edildiği ağaç veya maden eğriler kaburga

PRUVA

Bir teknenin ön tarafından ileri istikameti.

PRUVA DİREĞİ

Birden çok direkli teknede baş taraftaki ilk direk.

PUNTEL

Güvertenin kuvvetlendirilmesi için alttan dikine konan destek veya güverte üzerindeki vardevelaları tutmak için güverteye dik olarak konulan demir çubuklar.

PUSULA

Geminin üzerinde seyrettiği istikameti gösteren alet.

PUSULA KARTI

Pusula ibrelerinin üzerine oturtulmuş derece veya kerte taksimatı bulunan daire şeklinde bir karttır.

PUSULA MİHVERİ EKSENİ

Pusula kartının merkezinin oturduğu ucu sivri bir iğnedir.

PUSULA TASI

Mıknatısı pusulalarda pirinç veya bakırdan yapılmış (manyetik etkisi olmaması için) yarım küre biçiminde içi boş bir tastır.

PUTA

Yerine koymak, donatmak (puta kürek).

RADANSA

Halatların çımalarında kasa yapmakta kullanılan madeni halka biçimindeki malzeme

RANDA YELKENİ

Yelkenli bir teknede en geriye açılan yan yelkeni.

RODA

Kullanılmamış, açılmamış nebati halat sargısı.

ROTA

Seyir halince bulunan gemilerin izlediği hat.

RUBA ETMEK

Yelkenle rüzgarı başa alarak tekneyi geriletmek

RÜŞVET GÜVERTE

Yolcu gemilerinde filikaların üzerine oturtulduğu kalastraların bulunduğu güverte.

RÜZGAR ALTI

Rüzgarın estiği yönün aksi.

RÜZGAR YAKASI

Bir yelkende rüzgarın estiği taraftaki yaka.

RÜZGARÜSTÜ

Rüzgarın estiği yön.

SAFRA

Bir teknede denge sağlanması için sintinesine konan ağırlık.

SAĞANAK

Rüzgarın eserken birdenbire şiddetli esmesi.

SALMA

Bir teknenin rüzgara veya akıntıya bağlı olarak dönmesi

SALMA OMURGA

Ufak yelkenli teknelerin rüzgar tesiri ile bayılmalarına mani olmak için omurga istikametinden denize indirilen saçtan yapılmış kuntra omurgalarıdır. Tekne içine su girmemesi için salma omurganın etrafı ayrı bir muhafaza tertibatı ile kapatılır.

SALPA

Demirin deniz dibinden kurtulması, ağırlığını zincire binmesi.

SANCAK

Bayrak veya teknenin sağ yarısı, sağ tarafı

SANCAK ALABANDA

Dümenin sancak tarafa doğru en çok basılabilmesi için verilen emir.

SANCAK GÖNDERİ

Kıç tarafa güverteden sancak çekmek için dikilmiş gönder.

SARAVELE

Yelkenin sarılması için verilen komuta denir.

SAVLO

Sancak çekmek için kullanılan1,5 burgatalık ince halat

SELVİÇE

Yelkenli bir gemi armasındaki hareketli halatlar.

SEREN

Direkler üzerinde yelken açmak için ve işaret çekmek için yatay olarak bağlanmış gönder.

SEREN YAKASI

Dörtköşe yelkenlerin serene , yan yelkenlerin gize bağlanan yakalarıdır. Matafyon yakası da denilir.

SIĞ SU

Denizin (genellikle sahil kısmına yakın) herhangi bir kısmında teknelerin seyretmelerine uygun olmayacak şekildeaz su bulunan pek derin olmayan yerlere denir.

SİLYON FENERİ

Gece ve karanlıkta gemilerin seyir halindeyken pruva ve grandi direkleri cundalarında yaktıkları ufkun 20 kertelik bir sahasından berrak havada en az 5 milden görülebilen ve pruvadaki grandiye nazaran daha aşağıda olan fenerlerdir. (Beyaz renklidirler).

SİNTİNE

Gemi makine ve kazanlarının bulunduğu kısmın zeminin altındai genellikle ambar güvertesinin altında kalan ve gemi içinden sızan sularla makine ve kazan dairelerinden akan yağ yakıtların toplandığı en alt kısım.

SİS İŞARETİ

Siste seyir halindeki gemilerin birbirlerine durumlarını belirtmek üzere düdükle verdikleri işaret.

SİS KAMPANASI

Demirde veya şamandrada yatan gemilerin siste mevkilerini belirtmek için çaldıkları kampana

SİYA

Kürekle hareket eden deniz araçlarının yollarını kesmeleri için küreklerinin suya batırılması ve topaçlarının kıç tarafa doğru itilerek teknenin durması veya devamlı siya kürek çekerek geriye doğru gitmesi.

SOĞRA SOKRA

Armuz kaplamada, kısa gelen kaplama tahtalarının uçlarının birleştiği yerdeki çizgi.

SU HATTI

Teknenin gövdesinde ıslak yüzeyle kuru yüzeyi arasında meydana gelen çizgi.

SUGA ETMEK

Vira edip sıkıştırmak. (Suga kastanyola, suga cıvata vb).

SÜBYE ARMALI

Direklerinde seren yelkenleri olmayıp sadece yan yelkenleri bulunan tekneler.

SÜLYEN

Yeni konan yada raspa edildikten sonra temizlenmiş olan çelik veya demir saçlar üzerine koruyucu bir astar olarak sürülen genellikle kırmızı renkteki boya.

SÜRME OMURGA

Salma omurga da denilebilir. Ana omurga bedenine açılan bir yarıktan aşağı yukarı hareket ettirilebilen tahta veya madeni levha şeklindeki omurga olup yelkenliteknelerde yelkenle seyir anında devrilmemek veya rüzgar altına düşmemek için kullanılır.

ŞAPKA

Direklerin üst uçlarına geçirilmiş yuvarlak tabla.

ŞEYTAN ÇARMIHI

İki halat arasına ağaç basamaklarla yapılan bordadan sarkıtılan merdiven.

TALVEK HATTI

Boğazlarda ortadan geçtiği varsayılan hat.

TARAK GEMİSİ

Limanları ve geçitleri derinleştirmek için kepçeli olarak yapılmış özel gemi.

TAVA

Borda iskelelerinin altında ve üstünde durulacak yer İskele tavası.

TAVLON GÜVERTE

Çok güverteli gemilerin üsten itibaren aşağıya doğru beşinci güvertesi. Eski harp gemilerine ait bir güverte katı.

TAYFA

Ticaret gemilerindeki gemiciler.

TENTE

Güverteyi yağmur ve güneşten korumak için güverte üzeriene açılan branda veya başka bir malzememden yapılmış örtü.

TENTE OMURGASI

Tentenin orta kısmına ve altına konulan ağaç.

TERSANE

Gemi yapılan fabrika, tezgah veya sanayi merkezi.

TIRNAK

Demirin kollarının ucundaki tırnak şeklindeki kısım

TİRENTİ

Bir halatın çekilen çıması.

TOKA ETMEK

Bir şeyi yerine kadar kaldırmak Sancak toka etmek, işaret toka.

TRAMOLA

Yelkenle seyirde rüzgarın bir kontradan diğer kontraya önce pruvanın geçmesi ile yapılan dönüş.

UÇKURLUK

Bir sancağın direk veya rüzgar üstü tarafındaki yakasındaki takviye edilmesi için geçirilen beyaz renkli şerit. Bu taraftaki yakaya uçkurluk yakası ve içinden geçirilen ve iki ucunda da kanca bulunan salvoya da uçkurluk salvosu denir.

USKUNA

Pruva direği kabasorta armalı, grandi direği sübye armalı iki direkli yelkenli tekne

USTURMAÇA

Bir birinin üzerine veya rıhtıma yanaşan teknelerin bordalarının göçmemesi veya boyalarının bozulmaması için araya koydukları ağaç, lastik, plastik veya halatlardan yapılmış olan, balon, silindir biçimindeki yastık.

VARAGELE

İki nokta arasında gerilmiş olan kuvvetlice bir halat üzerinde hareket eden bir makaraya bağlı sepet veya iskemle donanımlı insan ve eşya taşımak için kullanılan donanım.

VARDAVELA

Teknelerin küpeştelerinde ve borda iskelelerinde personelin korunması için dikilmiş bulunan sabit veya yatar kalkar puntellerin üzerine yatay olarak geçirilmiş demir veya ağaç tiriz.

VARDAVELA PUNTELİ

Küpeştelere konmuş olan ağaç veya demir sabit veya yatıp kalkan punteller.

VARİL

Mancana büyüklüğündeki madeni fıçı

VELEDİBARKA

Fırtınalı havalarda pruva ana istrelyası üzerine açılan flok.

VELEİSTRALYE YELKENİ

Pruva direğinden sonra gelen direk üzerine açılan yan yelkenin sereni

VELENA

Direkler arasındaki istrelyalar üzerine açılan üçgen şeklindeki yelkenler.

VENTO

Bumbaları ve mataforaları bir taraftan diğer tarafa dirisa edebilmek ve sabit tutabilmek için cundalarından alınan halatlar. Bu halatlar gerekirse palangalara da bağlanır.

VİNÇ

Gemiye yük alıp vermede kullanılan, ambar ağızlarına yakın olarak konmuş hidrolik - elektirk veya istimle açılan makineler.

VİRA

Vidayı, cıvatayı, ırgat veya vinci çevirmek sarma yönünde verilen komut.

VİYA

Gemiyi veya tekneyi istenilen rotaya döndükten sonra, istenilen yöne seyredilmesi için verilen komut.

VOLTA

Bir halatın babaya veya biteye bir kez dolaştırmak.

VOLTA ALMAK

Halatın veya demir zincirinin biribirine dolaşması.

YAKA

Yelkenlerin köşelerine ve yakalarına denir.

YAKAMOZ

Su içinde ışık biriktirebilen tekhücrelilerin total yansıma halinde ışıldaması

YALPA

Denizlerin bordalar istikametinden gelmesi sonucunda geminin kemereleri istikametinde hareket etmesi.

YALPA OMURGASI

Gemilerin yalpalamasını önlemek maksadıyla sintine dönümüne yakın dış kaplamaya dikey olarak onulmuş, baş ve kıç istikametinde uzayan kanat şeklinde çıkıntılar.

YAN YELKENLER

Yarım serenler ve gizler üzerine açılan yelkenler ile flok ve valenalar.

YARIMOTURAK

Kürek çekerken ayak dayanılan ağaç puntal yatay

YASLAMAK

Bir teknenin harket kabiliyetini kaybederek, akıntı veya rüzgar etkisi ile bir rıhtıma veya başka bir tekne üzerine düşmesi

YEKE

Dümen başına takılıp dümenin istenilen tarafa basılması için kullanılan demir veya ağaçtan yapılmış kol.

YELPAZE

Dümenin su içindeki en geniş kısmı.

YOMA

Genellikle kalın halatlara denir.

YÜRYA

Bir palanganın tirentisini veya bir halatın elle çekerken üzerine yatarka mola vermeksizin çekmek.

ZAHİRİ RÜZGAR

Hakiki rüzgarın sıfır olduğu bir ortamda hareketin aksine bir rüzgar oluşur. Seyir halindeki bir geminin hareketiyle oluşan böyle rüzgara geminin rüzgarı denir. Geminin rüzgarı ile hakiki rüzgarın bileşimi ile oluşan ve gemide hissedilen rüzgara da (ZAHİRİ RÜZGAR) denir.

ZIRH GÜVERTE

Savaş gemilerinde kazan, makine, cephanelik gibi önemli yerlerin üzerine döşenen zırhtan güvertelere denir.

ZİNCİR

Baklaların birbirine eklenmesi suretiyle meydana gelen ve çeşitli maksatlar için kullanılan çekme gücü kuvvetli madeni halkalar dizisi.

ZİNCİR KALOMA

Demir üzerinde bulunan gemilerin denizde bulunan zincir miktarına denir. Kaloma, demir mevki'ine göre verilir. Bu da genel olarak çok derin olan yerlerde derinliğin beş misl, pek derin olmayan yerlerde derinliğin üç misli olarak kabul edilmiştir. Bu ölçülerde verilen kalomaya Tam Kaloma, az olana Kısa Kaloma denilir.

ZİNCİRİSALYA ETMEK

Demirleme zincirini ırgat üzerinden kurtarıp güverteye salya etmeye denir. Uzun zaman zincirlikte duran zincirlere ve zincirliğe bakım için bu usul yapılır.

ZİNCİRLİK

Demir zincirinin bulunduğu sintineye yakın bölmedir.

ZOKA

Uç tarafında sarımsak dilimi biçiminde kurşun bulunanan bir çeşit balık iğinesi olta.

Daha fazla göster

SAHİL GÜVENLİK

  • Komutanlığımız
    • Hakkımızda
    • Tarihçe
    • Komutanımız
    • Teşkilat Şeması
    • Görevler
    • Rütbeler
    • Şerit Rozetler
    • Üniformalar
    • Etik Komisyonu
    • Kurumsal Kimlik
  • Ana Ast Komutanlıklar
  • Unsurlarımız
    • Yüzer Unsurlar
    • Uçar Unsurlar
    • Mobil Radarlar
  • Yayınlar
  • Personel Temini
  • Uluslararası İlişkiler
    • B.S.C.F.
    • MCGFF
    • HACGAM
    • CGGS
  • Mevzuat
    • Kanunlar
    • Yönetmelikler
  • Şehitlerimiz
  • Atatürk Köşesi
  • Anıtkabir

FAALİYETLERİMİZ

  • Güncel Faaliyetler ve Arşiv
  • Tatbikatlar
  • İstatistikler
    • Arama Kurtarma ve Tıbbi Tahliye
    • Düzensiz Göç
    • Kaçakçılık
    • Denizlerde Güvenlik
    • Deniz Çevresinin Korunması
    • Yasa Dışı Su Ürünleri Avcılığı

GÜNDEM

  • Haberler
  • Duyurular
  • İhaleler
  • Basın Açıklamaları
  • Basın Duyuruları

DENİZCİLİK

  • Denizci Dili
  • Gemici Bağları
  • Can Yeleği Seçimi ve Kullanımı
    • Can Yeleği Tipleri
    • Can Yeleği Seçimi
  • Denizlerimizde Hava

İLETİŞİM

  • Sahil Güvenlik Komutanlığı
  • Sahil Güvenlik Ana Ast Komutanlıklar
  • Sahil Güvenlik Grup Komutanlıkları
  • Arama Kurtarma Merkezleri
  • Arabuluculuk
  • SAHİL GÜVENLİK
    • Komutanlığımız
      • Hakkımızda
      • Tarihçe
      • Komutanımız
      • Teşkilat Şeması
      • Görevler
      • Rütbeler
      • Şerit Rozetler
      • Üniformalar
      • Etik Komisyonu
      • Kurumsal Kimlik
    • Ana Ast Komutanlıklar
    • Unsurlarımız
      • Yüzer Unsurlar
      • Uçar Unsurlar
      • Mobil Radarlar
    • Yayınlar
    • Personel Temini
    • Uluslararası İlişkiler
      • B.S.C.F.
      • MCGFF
      • HACGAM
      • CGGS
    • Mevzuat
      • Kanunlar
      • Yönetmelikler
    • Şehitlerimiz
    • Atatürk Köşesi
    • Anıtkabir
  • FAALİYETLERİMİZ
    • Güncel Faaliyetler ve Arşiv
    • Tatbikatlar
    • İstatistikler
      • Arama Kurtarma ve Tıbbi Tahliye
      • Düzensiz Göç
      • Kaçakçılık
      • Denizlerde Güvenlik
      • Deniz Çevresinin Korunması
      • Yasa Dışı Su Ürünleri Avcılığı
  • GÜNDEM
    • Haberler
    • Duyurular
    • İhaleler
    • Basın Açıklamaları
    • Basın Duyuruları
  • DENİZCİLİK
    • Denizci Dili
    • Gemici Bağları
    • Can Yeleği Seçimi ve Kullanımı
      • Can Yeleği Tipleri
      • Can Yeleği Seçimi
    • Denizlerimizde Hava
  • İLETİŞİM
    • Sahil Güvenlik Komutanlığı
    • Sahil Güvenlik Ana Ast Komutanlıklar
    • Sahil Güvenlik Grup Komutanlıkları
    • Arama Kurtarma Merkezleri
    • Arabuluculuk

Sahil Güvenlik Komutanlığını Takip Edin

    

Sahil Güvenlik Komutanlığı

+90 312 417 50 50/52- Santral

 

Personel İçin

 Kurumsal E-Posta
© 2022 Sahil Güvenlik Komutanlığı
Sizlere daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerezlere yer veriyoruz 🍪 Çerez politikamız hakkında bilgi edinmek için tıklayınız